Evliliklerdeki Cinsel Sorunlar
“Evlilikte yaşanan cinsel sorunlar” başlığıyla bir arama yaptığımızda karşımıza çıkacak şeylerin başında ten uyumu gelir. Sanki evliliğimizde her şeyimiz tam da bir tek ten uyumumuz eksikmiş gibi. Bir ilişkide cinsel problemler olmaya başlamışsa ya bir ilişkinin iskeletinin nasıl olması gerektiğini bilmiyoruzdur ya da kendi hayatımızda bir şeyler yolunda gitmiyordur.
Cinsel sorunların nedenleri:
1. Partnerinizin hayatında garanti olmak!
Partnerinizin sizi ilk günkü gibi seveceğinizi bilseniz dahi onu garanti görmek aşkı kırar. Aşk kırıldığında ne olur biliyor musunuz? Altında ne varsa kırılır; seks, romantizm, güven. Birinin hayatında garanti olmak, arzulanmamanın ya da değersizleşmenin sınırlarında gezmek demektir. Eğer evliliğinizde partneriniz sizi “artık tamamen benim” diye nitelendirebiliyorsa bilin ki ilişkinin başındaki kadar arzulanmıyorsunuzdur! Tutkulu, heyecanın doruklarda yaşandığı bir cinsellik istiyorsanız ilişkinizde her zaman bir gidebilme ihtimalinizin olduğunu partnerinize hissettirmeniz gerekir. Unutmayın “onun yokluğuna karşı dik durabilme seviyeniz değer görme, arzulanma seviyenizi belirler”. Tutkulu bir ilişki için önce bir birey olduğunuz gerçeğini kabul edin. Sonra birilerinin kaybetmek istemeyeceği bir şeyi olursunuz zaten
2. Partnerinize onu beğendiğinizi ya da hayran olduğunuzu söylememek!
Kadınlar/erkekler ne ister?
Kadınlar güzel olduklarını, erkekler ise hayran olunduklarını duymak isterler. Kadınlar özel ve değerli olduklarını, erkekler ise ara sıra yalnız kalmak ve özgür olduklarını hissetmek (özgür olmak değil, özgür hissetmek) isterler. İlişkinizde eğer partnerinize istedikleri şeyleri vermeyip onun yerine “sevmeseydik evlenmezdik”, “ben öyle şeyler söyleyemiyorum”, “ben buna güvenemiyorum ki”, “kocam para tutmayı bilmiyor” vb. şeyler söylerseniz sonucunda erkeklerde sertleşme sorunları (ki bu sadece eşlerine karşı olur, diğer durumlarda genellikle sertleşebilirler), kadınlarda da cinsel istek kaybı (ki bu da genelde eşlerine karşı olur) gibi durumlar ortaya çıkartır. Bunun sonucunda da aldatma kaçınılmaz olur. Ama unutulmaması gerekir ki aldatma kimseyi mutlu etmez ve cinsel problemler devam eder.
3. Bilinç dışı işkoliklik
Bilinç dışı işkolikler, işkoliklerin aksine bütün gün aktif olarak çalışmazlar. Ama hayatlarının merkezine işlerini koyarlar. Çalışmadıkları zamanlarda bile akılları iştedir. Hayatlarını, yaptıkları işlerle anlamlandırırlar. Yani “hazzın” tamamını işe koyarlar. Hayattan, ilişkilerinden almaları gereken bütün hazzı işte alırlar. Sonucunda da eve bir şey kalmaz. Cinsel hayatları kısırlaşır. Nasıl kısırlaşmasın ki? Çalışanları onları seviyor/çekiniyor, patronu ondan övgüyle bahsediyor, iyi para kazanıyor… Cinselliğe ayıracak ne gücü kaldı ne de hazzı. Aslında depresyondadırlar ve genelde de depresyona “erken/geç boşalma, orgazm olamama, sertleşme sorunları, istek kaybı vb.” eşlik eder ama depresyonda olduklarını anlamaları için işten çıkmaları ya da kovulmaları gerekir. Bunun olmadığı durumlarda ise evde onu özlemle bekleyen, ilgisizlikten şikâyet eden bir eş ya da daha doğrusu bir enkaz bırakırlar. İşin üzücü kısmı da bütün bunları ailesi için yaptıklarını söylemeleridir. Ama kaçırdıkları bir şey var. “Çocukları için yapabilecekleri en iyi şey eşlerini sevmektir.” Artık sevmeden ne anlıyorlarsa…
Gerektiğinde bir uzman desteği almaktan çekinmeyin!
Hepimizin kaldıramayacağı yükleri olur. Bu saydığımız maddelerden biri ya da birkaçını tek başınıza halledemiyorsanız bir uzman desteği almaktan çekinmemelisiniz. Çünkü hayat kendi deneyimlerimizle yüksek performans almak için çok kısa.