Türkiye, Aşısı olana karantina uygulamayacağını ilan etsin
Turizm, Covid-19 salgını nedeniyle bir çıkış yolu arıyor. Bu konuda adım atılması gerektiğini düşünen ve “Aşı karnesi olanları ülkemize karantinasız kabul edeceğimizi ilan edelim” diyen Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu (ULİKAD) Başkanı Ömer Niziplioğlu, sektörün planlama yapabilmesi için şimdiden bir tarih verilmesinin önemli olduğunu dile getirdi
Çin’de, Aralık 2019’da ortaya çıkan ve 215 ülkeye yayılan Covid-19 salgını nedeniyle tüm dünyada seyahatler adeta durdu. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) verilerine göre turizm sektörünün 2020 yılında kaybı 1.3 trilyona ulaştı. Sektörün 2019 seviyesine dönmesinin en az 2,5 yılı bulacağı düşünülüyor. Ancak tüm dünyada aşılamanın hızla sürmesi, turizm sektörünü umutlandırdı. Öyle ki Alman turizm şirketi TUI’nin verdiği bilgilere göre İngiltere’de uygulanan aşı kampanyasının ardından yaz tatili rezervasyonlarında artış yaşandı. Şimdi tüm ülkeler, seyahatlerde aşı şartının istenmesini tartışıyor.
Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu (ULİKAD) Başkanı Ömer Niziplioğlu da artık aşının seyahatlerde önemli bir kriter olacağını kaydederek, “Aşı karnesi olanları ülkemize karantinasız kabul edeceğimizi ilan edelim” önerisinde bulundu. “Hem dünya hem ülkemiz pandemiden dolayı çok bunaldı ve yoruldu. Gelişen olayları yakından takip etmeli ve çözüm yolları aramalıyız izlenecek yolun rotasını Türkiye çizebilir çünkü hem sağlık hem turizm alt yapısı ile buna müsaittir” diyen Niziplioğlu, aşılarda başarı oranının yüzde 90 civarında olduğunu söyleyerek artık normal hayata dönmek için turistleri aşı karnesiyle kabul etmenin çok fazla risk taşımadığına dikkat çekti.
Türkiye’nin bu konuda diğer ülkelere liderlik edebileceğini vurgulayan Niziplioğlu, konuyla ilgili şu saptamalarda bulundu:
“Yunanistan ve İsrail karşılıklı olarak bunu benimsedi ve kabul etti. Aşı karnesi olan misafirleri karantinasız kabul edeceğimiz tarihi şimdiden bildirmek bile önemli bir adımdır. Hazırlıklar bir kaç ay süreceği için karar almak ve bildirmek gerektiğini unutmamalıyız.”