Katarakt nedir?
Halk dilinde perde veya aksu da denilen katarakt göz merceğinde oluşan bulanık yada kesif bölgelerdir. Göz merceği irisin ve gözbebeğinin arkasındadır. Görevi, gözün arka bölümünün iç yüzünü kaplayan ve ışığa duyarlı olan retina üzerinde görüntü oluşumunu sağlamaktır.Mercek bulanıklaşmaya başlarsa ışınların geçişi engelleneceğinden görüş bozulabilir.
Göz bebeğinin hemen arkasında yer alan lensin şeffaflığını yitirmesine katarakt denir.
Katarakt oluştuğunda merceğin kimyasal bileşiminde de değişiklik meydana gelir. Ancak bu kimyasal değişimin nedenleri henüz tam olarak bilinememektedir. Yaşlılıkta oluşan katarakt en çok bilinenidir. Fakat bu tip katarakta elli hatta daha genç yaşlarda da rastlanılmaktadır. Ayrıca şeker,diğer sistem hastalıkları, uyuşturucular ve göz yaralanmaları ile birlikte de katarakt oluşabilmektedir. Bebekler kalıtımsal olarak kataraktlı doğabildikleri gibi yaşamlarının ilk yıllarında da katarakt oluşabilmektedir.
Bir kataraktın görüşü etkilemesi:
1) Büyüklüğüne
2)Yoğunluğuna,
3) Mercekte oluştuğu yere bağlıdır.
Hastanın fark edebileceği şikayetler şunlar olabilir:
Sisli, puslu, bulanık görme, bazen çift görme de olur; ancak katarakt ilerledikçe bu durum da genellikle kaybolur.
Gözlük camlarını sık sık değiştirme ihtiyacı doğar. Ancak Katarakt belli bir noktayı aşınca, cam değiştirme de görüşü iyileştiremez olur.
Gözler üzerinde bir film varmış gibi hissetme, bir tülün veya bir çağlayanın ardından bakıyormuş gibi görme… Kataraktlı kimse, daha iyi görmek için sık sık gözlerini kırpıştırır.
Genelde kara olan göz bebeği renginin değişmesi…Göz incelenirken göz bebeği gri, sarı veya beyaz görülebilir, ancak bu değişiklikler her zaman fark edilmeyebilir.
Işık problemleri, örneğin gece araba kullanılması giderek güçleşir, çünkü merceğin puslu kısmı, karşıdan gelen far ışınlarını dağıtır ve bunların çift görünmesine veya gözün kamaşmasına neden olur. Keza kataraktı olan kimse, okurken ya da yakın işler yaparken yeterli ışık bulamamaktan yakınır.
“ikinci görüş”: Bazı kişilerde katarakt belli bir düzeye varınca, geçici bir okuma rahatlığına kavuşurlar. Katarakt geliştikçe görüş tekrar bozulmaya başlar. Bu septomların hiçbirisi, o kimsede katarakt olduğunu kanıtlamaz, ya da kataraktın alınması gerektiği anlamına gelmez. Ancak bu belirtilerden herhangi birisi olan kişi, bir göz hekimine mutlaka başvurmalıdır.
Kimler katarakt ameliyatı olmalıdır? Ne zaman katarakt ameliyatı olmalı?
Görme bozukluğu kişinin günlük yaşamını aksatacak kadar ilerlediğinde kataraktı ameliyatla alınmalıdır. Eğer katarakt tamamen olgunlaşıp buzlu cam gibi opak hale gelmişse daha acil bir şekilde tedavi edilmelidir. Olgunlaşmış bir kataraktın şişmesi ve hatta göz içinde dağılması bile mümkündür. Bu gibi değişimler, kalıcı görüş kaybı tehlikesi taşırlar.
Doğumsal kataraktlarda ise, görmenin engellendiği her durumda derhal ameliyat yapılmalıdır. Bunun dışında katarakt ameliyatının acilen yapılmasını gerektiren durumlar çok nadirdir. Şunu unutmayalım ki katarakt başladıktan sonra çoğu zaman ilerler. Ama ilerleme hızı genellikle yavaştır ve önceden tayin edemeyiz. Katarakt ameliyatının zamanlamasını hasta tayin etmelidir. Hekime düşen görev, hastanın görme şikayetlerinin ne kadarının katarakta bağlı olduğunu saptayıp hastaya bildirmektir.
Geceleri bile arabasını kullanmak zorunda olan bir taksi şoförü ile evinden pek çıkmayan yaşlı bir insan erken ameliyat için aynı derecede istekli olamazlar.
Katarakt ameliyatının gerekliliği için görme keskinliği tek kriter değildir. Bir çok hasta, görme netliklerinin düşük olmasından şikayetçi olmayabilirler. Ya da görme netliği iyi olmasına rağmen değişik ışık koşullarında çok rahatsız olduklarını bildirirler. Güneşli günlerde sokakta daha az gördüklerini söyleyen hastalar olduğu gibi, geceleri otomobil farları, sokak lambalarının aşırı parlama ve yansıma yapıp dünyalarını kararttığından yakınan hastalar da çoktur. Kataraktın görsel şikayetlerinden bir tanesi gri tonu ve renkler arasında kontrastın kaybolmasıdır. Bu süreç uzun bir zaman aldığı için iki göz kataraktlarında hasta bu değişimi algılamayabilir. Tümsek ya da çukurların farkına varamaması, merdiven inerken ya da eşik atlarken kaza geçirmelerine neden olabilir. Göz hekimi, hastalarını bu yönden uyarır ve hastasının karar vermesini ister.