Trigeminal nevralji ( Delirten baş ağrısı )
Halk arasında ani şiddetli yüz ağrısı olarak bilinen trigeminal nevralji, delirten hastalık olarak da adlandırılıyor. Trigeminal nevralji, yüz yıkama, yüze dokunma, yemek yeme gibi etkenlerle başlayıp şiddetlenebiliyor. Peki, yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen trigeminal nevralji tam olarak nedir?
Trigeminal nevralji yüzünüzden beyninize kadar his uyandıran trigeminal siniri etkileyen kronik bir ağrı durumudur. Eğer trigeminal nevraljiniz varsa, yüzünüzün hafif bir şekilde stimülasyonu (dişlerinizi fırçalamak veya makyaj yapmak gibi) bile ağrıyı tetikleyebilir. Aniden başlayan bu ağrı, genellikle birkaç saniye ile iki dakika arasında sürer. Halk arasında “delirten hastalık” diye bilinen hastalık intihara kadar sürükleyebilir.
Yüzün hissiyatını sağlayan 3 başlı sinir trigeminal sinir olarak tanımlanıyor ve bu sinirin his aldığı yüz bölgelerindeki ağrılı duruma trigeminal nevralji deniyor. Ağrı, yüze hafif bir dokunmadan tıraş olmaya, diş fırçalamadan burun silmeye kadar gündelik rutinlerle bile tetiklenebiliyor. Bununla birlikte sıcak ya da soğuk sıvı içme, hafif bir rüzgara maruz kalma, makyaj yapma, gülme veya konuşma sırasında da ağrı ortaya çıkabiliyor.
Trigeminal nevralji diş ağrısıyla karıştırılabiliyor. Trigeminal nevralji, sıklıkla diş ağrısı ile karıştırılıyor. Bu nedenle geçmeyen diş ağrıları şeklinde uzun süre diş tedavisi alıp fayda görmemiş hasta grupları da bulunuyor. Dolayısıyla diş tedavisi sonrası dahi devam eden ağrılarda mutlaka nöroloji ya da beyin ve sinir cerrahisi hekimine başvurulması öneriliyor.
Trigeminal nevraljiye kadınlarda daha sık rastlanıyor. Yüzümüzdeki hissiyatı sağlayan trigeminal sinirin herhangi bir nedenle tahriş olması sonucu trigeminal nevralji oluşuyor. Sıklıkla bu tahribatın nedeni sağlam sinirin çevresindeki sağlam damarsal yapılarla olan ilişkisinden kaynaklanıyor. Trigeminal nevraljinin diğer sebepleri arasında ise o bölgede bulunun bir tümörün sinire basısı veya multiple skleroz geliyor. Bazen göz çevresinde uçuk virüsü kaynaklı olan zona hastalığı geçirenlerde, yüz travması, diş ya da çene tedavisi sırasında bu sinirdeki herhangi bir hasar sonrasında da trigeminal nevralji ile karşılaşılıyor. Her ne kadar adı çok fazla duyulmamış bir sorunmuş gibi görünse de, dünyada her yıl yaklaşık 150 bin yeni kişi trigeminal nevralji tanısı alıyor. Ve bunların yüzde 90’ı 40 yaş üzerindeki kişilerde ortaya çıkıyor. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha sık görülüyor.
Nöroşirurji Uzmanı Beyin Omurilik Sinir Cerrahisi Uzmanı Melih EROL
Trigeminal nevralji tedavisi
Görüldüğü gibi trigeminal nevralji tanı koyma açısından ayrıntılı değerlendirilmesi gereken bir hastalık. Yurtdışında önemli merkezlerce önerilen tanı koyma testi ile bu süreç daha sağlıklı bir şekilde yönetilebiliyor. Ardından tanıya yardımcı olarak Beyin MR görüntülemesi isteniyor. Doğru tanı sonrası ilaç ya da cerrahi tedavi kararı verilerek tedaviye devam ediliyor. Tip 1 grup olarak ayrılan nevralji grubu ilaç tedavisine iyi yanıt verirken bazı durumlarda ilaç yan etkisiyle karşılaşıldığında ya da uzun süre ilaç kullanım sonrası fayda azaldığında cerrahi yöntemlerin düşünülmesi gerekiyor. Cerrahi tedavi kapsamında, açık cerrahi, kapalı yakma işlemi, beyin simülasyonu ve ışın tedavisinden hasta için en doğru olan uygulanıyor. Her kişi kendi içerisinde özelliklerine göre değerlendirilip bu seçeneklere karar veriliyor. Trigeminal nevralji tedavi seçeneklerinin hiçbiri hastalığı tamamen ortadan kaldırmazken, yapılan tedavinin çeşidine göre iyi olma hali süresi uzuyor. İlaç tedavisinin ağrı olduğu sürece ömür boyu devam etmesi gerekiyor.
Siz hangi Trigeminal nevralji grubundansınız?
Trigeminal nevraljiyi farklı sınıflandırma şekilleri bulunuyor. Güncel olan sınıflandırmaya göre ani başlayan trigeminal nevralji ilk olarak 2 büyük gruba ayrılıyor:
Tip 1: Bu grupta hiçbir sebep yokken aniden başlayan ağrı, çoğunlukla belli aralıklarla tekrarlıyor. Elektrik çarpar ya da şimşek çakar tarzda hissedilen ağrı, sadece dokunmakla bile tetiklenebiliyor. Kişinin ağrısız dönemleri de bulunuyor. Bu grup genel olarak ilaç tedavisine yanıt veriyor.
Tip 2: Ani başlayan ağrı çoğunlukla sızlama tarzında, künt ve yanıcı şekilde hissediliyor. Bu kişilerin ağrısız dönemi olmuyor ve temelde ilaç tedavisine yanıt alınamıyor.
Trigeminal nöropatik ağrı: Kaza sonucu yüz travması ile ya da diş ve ağız işlemleri sırasında yanlışlıkla sinirin dallarına hasar verilmesi ve ya damar tıkanıklığı sonrası trigeminal sistemde hasar gelişimi sonucu oluşan ağrılar bu grupta yer alıyor.
Semptomatik: Multiple skleroz hastalığı olanlar, tümör, damar yumağı veya damarda baloncuk nedeniyle ağrı ortaya çıkan kişiler bu grupta yer alıyor.
Postherpetik: Göz çevresinde zona geçirmiş kişilerde görülebilen ağrı türünü oluşturuyor.
Deaferantasyon ağrı (nestezi doloroza): Yapılan yüz ağrısı tedavileri sonrası gelişebilen ciddi ağrılar bu grup içinde yer alıyor.
Atipik yüz ağrısı: Vücudun birçok yerinde olan ağrı ile yüz ağrısı olan kişiler bu grup içinde değerlendiriliyor.
iletişim ; op.dr.meliherol@hotmail.com