Kalp Hastalıkları Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kalp ve damar hastalıkları, Avrupa’da 18. yüzyılda başlayan endüstrileşme sonucu hızla artarak günümüzde özellikle dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan kısmı için neredeyse bir pandemi halini almış sağlık sorunudur. Tüm dünyadaki ölümler sıralamasında uzun bir zamandır birinciliğini korumaktadır. Önceleri daha çok doğumsal ya da romatizmal hastalığa bağlı gelişirken, günümüzde biz tıp insanlarının ateroskleroz dediği ve halk arasında damar sertliği olarak isimlendirilen ve oldukça karmaşık bir mekanizmaya sahip olan formu bu pandeminin asıl sorumlusudur. Her ne kadar Mısır mumyaları üzerinde yapılan çalışmalarda ateroskleroza rastlansa da hayat tarzının ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi, sedanter yaşam, sigara, sağlıksız yağ ve işlenmiş et tüketiminin abartılı artışı bu hastalığı 20. yüzyılda patlama noktasına getirmiştir.
Birçok hastalık için de geçerli olmak üzere hastalık başlamadan koruyucu hekimlik uygulamaları kalp hastalıklarının tedavisinde en ucuz ve tartışmasız en etkili yöntemdir. Hastalığı önlemede kalıtsal olarak ailesinde kalp damar hastalıkları bulunanlar başta olmak üzere, diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği gibi yüksek riskli grupların taranması, egzersiz ve yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi, sigaranın bırakılıp alkol alımının mümkün olduğu kadar azaltılması son derece önemlidir. Son yapılan çalışmalar kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin yakın bir gelecekte dünyadaki en sık ölüm sıralamasındaki liderliğini kaybedeceğini göstermektedir. Özellikle son otuz yılda kardiyovasküler tıptaki muazzam gelişmeler, ileri teknolojinin ve mikrovasküler (kapalı yöntemle) tedavilerin yaygınlaşması, artan uzman ve ehil kurumların sayısı hem ülkemizde hem de dünyada kalp damar hastalıklarından ölüm oranlarını azaltmış hayatta kalmayı belirgin olarak artırmıştır.