Panik Bozukluk
Panik bozukluk, yoğun bunaltıyla seyreden ve panik ataklarla kendini gösteren bir ruhsal bozukluktur.
Panik Atak beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan türde kişi de dehşet duyguları yaratan bunaltı, sıkıntı, korku nöbetleridir. Panik Atak aniden başar ve giderek şiddetlenir, 10 dakika içinde en şiddetli noktaya ulaşabilir. Panik Atak ortalama 10-15 dakika sürer, nadiren 1 saat varan panik atak nöbeti olabileceği gibi 2-3 dakika içinde sonlanan nöbetlerde olabilir. Kişi uykuda dehşet içinde uyandığı sırada da bir panik atak geçirme olasılığı yüksektir. Panik bozukluk, tek başına görülebileceği gibi başka psikiyatrik rahatsızlıkların içindeyken de görülebilir. Ancak böyle durumlarda daha çok panik ataklar stres durumlarıyla karşılaşıldığında veya karşılaşma olasılığı bulunduğunda ortaya çıkar.
Panik atağın sıklık ve şiddeti değişkenlik gösterir. Kişi atak geçirdikten sonra yeni bir atak geçirme kaygısı yaşamaya başlar ve atak sırasındaki yoğun bedensel belirtilere karşı da bir kaygı geliştirmeye başlar. Bu belirtileri aklını kaçıracağı, öleceği, beyninde önemli bir hastalık olduğu ve felç geçireceği gibi yanlış, abartılı şekilde yorumlar. Panik Atak geçirdiği sırada acil bir yardım arayışına girer ve hastanelerin acil servislerine başvurur. Kişi de anlamlı bir fizyolojik bulguya rastlanmaz. Kişi hastanelerde ki sağlık personelinin tavrını sahici bulmaz ve önemli bir hastalığı olduğu ancak bunun tespit edilemediği şeklinde yorumlayarak hastana hastane dolaşarak, yaşadığı belirtilere anlam bulmak ister. Hekimlerin açıklamalarını çoğu zaman yetersiz bulur ve belirtilerinin psikolojik doğasını kabul etmek istemez. Bu süreç kişinin hem zaman hem de gereksiz tıbbı tetkiklerle maddi kayıplar yaşamasına neden olur. Kişi yaşadıklarının psikolojik yönünü kabul etmeye başladığında tedavisi başar. Panik bozukluk, ilaçlar veya terapiler ile tedavi edilebilen olan bir psikolojik bozukluktur. Panik bozukluk gençlik veya yetişkinlikte ortaya çıkan, genellikle ilk kez 20-35 yaşları arasında başlayan ve kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla görülen bir rahatsızlıktır.
Panik bozuklukta, ataklar tekrarladıkça kişi, her an yeni atakların olacağı ile ilgili gergin, endişeli bir beklenti içine girer. Buna “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların belirsiz yer ve zamanlarda gelmesi kişinin bu kaygısının artırır. Ataklar sıklaştıkça ve arttıkça kişi kalp krizi geçirip ölme, kontrolünü kaybedip çıldırma veya felç olma korkuları yoğunluk kazanır. Kişinin belirtiler karşısındaki bu düşünce ve yorumlamaları, evde yalnız kaldığı zamanda kalp krizi geçirip hastaneye ulaşmama, aklına kaybedip intihar etmek veya kendisine veya bir yakınına herhangi bir şekilde zarar vermek, kontrolünü kaybedip insanlar karşısında hoş olmayan şeyler yapıp rezil olmak şeklinde de görülebilir. Kişi bir süre sonra meydana gelmesinden korktuğu bu felaketlere karşı önlem almaya ve davranışlarını değiştirmeye başlar. Kalp krizi geçirme korkusu ile sürekli sağlık kuruluşlarına yakın yerlerde dolaşma, evde ki birine zarar verebileceği düşüncesi ile evdeki bıçakları atma, çocukları ile yalnız kalmamaya çalışma, başına yolda yürürken bir şey gelir düşüncesi ile boynuna telefon numaraları, kan grubu yakınların isimlerinin yazılı olduğu bir kart asma vs. gibi önlemler bunlardan bazılarıdır.
Agorafobi Nedir?
Panik bozukluk hastalarının büyük bir kısmı, panik atağın geleceği yer ve durumlardan kaçınma, uzak durma eğilimdedirler. Atak geleceği korkusu ile evden dışarı yalnız çıkma, ulaşım araçlarına bineme, pazar yeri, büyük mağazalar, alışveriş merkezleri gibi büyük ve kalabalık yerlerde bulunma, asansöre binme vs. gibi durumlara ya hiç girmezler ya da yanlarında biri olduğu zaman bile bu durumlarda gergin, huzursuz ve koku dolu olurlar. Kişilerin panik atağın geleceğini düşündükleri yerlerde bulunmama, bunlardan uzak kalmaya çalışmalarına “Agorafobi” denir.
Panik Atak Belirtileri:
Bedensel Belirtiler
- *Nefes Alamama, göğüste sıkışma hissi
- * Kalp çarpıntısı
- * Ağız kuruluğu
- * Terleme,Titreme
- *Mide Ağrısı, kusacak gibi olma
- *Baş Dönmesi,Sersemlik
- * Kol ve bacaklarda güçsüzlük hissi
- *Avuç içlerinde terleme
- * Yüzün sararması
- * Bayılacakmış hissi vs.
Bu belirtilere eşlik eden ve çoğu zaman abartılı olan düşünce ve yorumlar ise şöyledir:
Abartılı Düşünceler:
- *Kalp Krizi geçiriyorum
- * Öleceğim
- * Felç olacağım
- * Aklımı kaybedeceğim
- * Kanserim
- * Rezil olacağım
- *Midemdekileri çıkartmak üzereyim
- * Aptalca şeyler yapacağım
- * Ciddi bir hastalığım
- * Beyin tümörüm olmalı
- * Kendimden geçeceğim
- * Çok kötü şeyler olacak
Panik Bozukluğun Nedenleri Nelerdir?
Genetik ve Biyokimsal Faktörler:
Panik bozukluk çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bunlardan ilki beyin kimyamızla ve nörotransmitter adı verilen bazı kimyasalların düzensizliği ile ilişkilidir. Bu durum genetik geçişle de mümkün olabileceği için ailesinde panik bozukluğu görülen birinin panik atak yaşama olasılığı 4-7 kat daha yüksektir.
Stresli Olaylar:
Panik bozukluğu gelişen kişilerde, uzun süreli psikososyal stres varlığı önemli bir etkendir. Ayrıca bu kişilerin strese karşı aşırı duyarlılığın olması da, panik bozukluk geliştirme ve panik atak yaşama olasılıklarını artırmaktadır. Kişilerin yakın ya da uzak dönemde yaşamış oldukları stresli yaşam olaylarının travmatik etkilerinin sürüyor olması ve kişilerin bunlarla baş edememesi de bir başka risk faktörüdür.
* Yakınların Kaybına şahit olma
* Hastane deneyimi yaşama
*Boşanma
* Bir doğal afete maruz kalma
* Büyük bir maddi yıkım yaşama
* İşini kaybetme
Bu ve buna benzer stresli yaşam olaylarına maruz kalmak bunların sürekliliği panik atak geçirme olasılığını arttırmaktadır. Ayrıca kişilerin uzun süre stresli olaylara maruz kalması, ancak yoğun stresleri görmezden gelmeleri ve duygusal olarak baş ediyor görüntüsü vermeleri ani bir panik atak geçirme riski doğurmaktadır.
Alkol Ve Madde Kötüye Kullanımı:
Yoğun alkol ve madde kötü kullanımı da panik atak yaşama olasılığını arttırmaktadır. Burada çift yönlü bir ilişki söz konusudur. Bazı hastalar panik atak yaşamamak veya belirtileri azaltmak amacıyla alkol kullanıma yönelmektedir. Ancak bu paradoksal bir şekilde panik atak belirtilerini yaşama olasılığını arttırmaktadır.
Panik Atakta Kısır Döngü
Panik bozuklukta kişi atakların verdiği rahatsız edici etkiler ve kötü düşüncelerden kurtulmak için çoğu zaman, belirtileri yaratan durum ve yerlerden kaçınmaya (agorafobi) meyillidir. Bu durum kısa vadede kişiyi rahatlatsa da uzun vadede sorunun sürmesine yol açmaktadır. Kişinin gerçekçi olamayan abartılı düşünceleri güçlenmekte ve kaçınma davranışı neredeyse her ortama genellenmekte ve kişinin yaşamında, günlük işlevselliğinde sorunlara yol açmaktadır.
Panik Bozukluğun Tedavisi
İyi bir tedavi ile iyileşme şansı neredeyse %100’dür. Tedavide ilk aşama farmakolojik tedavi yani ilaç tedavisidir. İlaç tedavisi ile beraber psikoterapide panik atağın tekrar etmemesi ve kontrol edilebilmesi için oldukça önem taşımaktadır.
Psikoterapilerde amaç kişinin bedensel belirtilere algılama ve onlara yönelik yapılan abartılı ve yanlış yorumlamalar düzeltilir. Düşünce, beden ve belirtilerin ilişkisi konuşulur ve belirtilerin nelere yol açamayacağı üzerine uzlaşmaya varılır. Amaç hastalığın kişi için anlamını fark etmesini sağlamaktır. Sonrasında yoğun belirtilerin ve korkutucu türden düşüncelerin yol açtığı ve hastalığın sürmesine yol açtığı kaçınma davranışlarının ortadan kaldırılması ile çalışılır. Kaçınma davranışları ortadan kaldırılmadan, hastalığı tamamen yenmek mümkün değildir.
Bunda sonraki aşamada ise kişi, ilerde meydana gelebilecek olumsuz belirtileri nasıl kontrol edeceği ve baş edeceği ile ilgili hazırlanır ve eğitilir. Tüm bu süreç bir terapi ortamında ve terapistle yürütülmesi gereken çalışmalardır. Kişinin istek, motivasyon ve terapist vereceği ev ödevlerini yapma konusunda ki gayreti hastalığın oradan kaldırılması konusunda oldukça önemlidir. Toplam süre kişiye belirtilerin yoğunluğu ve şiddetine göre değişmekle beraber 10-12 seans içinde kişinin belirtilerle baş edebilen ve rahatsızlık duymayan bir pozisyona gelir.
Bu süreçte kişi gevşeme egzersizleri, nefes egzersizlerinden de fayda görebilir. Ayrıca kafein, alkol ve madde kullanımından uzak durması da -bu faktörlerin paniği tetikleyecek türden olmalarından dolayı- önemlidir.