Diyet Yapmaktan Çok Sıkıldım
‘O kadar fazla diyetisyenle çalıştım ve o kadar çok diyet yaptım ki, olmuyor başaramıyorum.’ Veya ‘Aslında çok disiplinliyimdir, çok güzel diyet yaparım ama sonrasında tekrar kilo alıyorum.’Cümleleri biz diyetisyenlerin en çok karşılaştığı cümlelerden ikisi. Hakikaten internete erişimin artması, toplumun dayattığı güzellik algısı, hareketsiz yaşam, fast food tüketiminin yaygınlaşması ve bizi buna mecbur bırakan şehir hayatı diyeti daha çok konuşmamıza sebep oluyor. Daha çok konuşuyor, bu konudaki bilgi kirliliğine daha çok maruz kalıyor ve kendimizi sürekli başka beslenme yöntemlerini bulmaya çalışırken buluyoruz. Daha çok diyet yapıyor, farklı sporlar deniyoruz. Bir dönem ketojenik beslenmenin yararlarını okurken bir süre sonra medyada bu beslenme tipi karalanıyor ve vegan beslenmenin yararlarını dinliyoruz/okuyoruz. Komşumuz glutensiz beslenerek nasıl kilo verdiğinden bahsediyor, iş arkadaşımız 17.00’den sonra yemek yemeyerek zayıfladığından. Bu listeyi sayfalarca uzatabiliriz. Biz de kendimizi tüm bu yöntemleri denerken, sonra tüm bu kısıtlamalardan sıkılırken buluyoruz. İki gün tam motive başladığımız diyet üçüncü gün arkadaşımızın doğum günü kutlamasında bitiyor ve ‘ben kilo veremiyorum’ demeye başlıyoruz.
Öncelikle yaptığınız onca diyetten yorulduysanız tekrar bir diyetisyeni arayıp randevu almadan önce bir çay/kahve yapıp elinize bir kağıt ve kalem almanızı istiyorum. Kendi açınızdan gözlemlediğiniz ve tüm bu diyet süreçlerinde sizi yıpratan her şeyi yazın, buna tatlıya hayır diyemeyişiniz de dahil, yemek istemediğiniz halde ortama uymak için yediğiniz ve yine hayır diyemediğiniz durumlar da dahil. Ben neden kilo vermek istiyorum? Sorusu ise bu yoldaki motivasyonunuz için en kilit soru. Neden kilo vermek istiyorsunuz ve bedeninizi ne kadar tanıyorsunuz? Sizce problem gittiğiniz diyetisyenlerde mi yoksa sizin hayat tarzınıza pek de uymadığını düşündüğünüz halde yapmayı göze aldığınız diyetlerde mi? Bu sorulara cevap verebilir ve gerçekten ne istediğinize karar verebilirseniz şimdi sizin yaşamınıza uygun, sizi yormayacak bir liste hazırlaması için diyetisyeninizle açık iletişim kurabilirsiniz.
Fakat yazının başında bahsettiğim ikinci gruptansanız, yani her şeyi mükemmel yapıp hedef kiloya ve/veya sağlık durumuna eriştikten sonra diyete başladığınız kiloya hatta daha yukarısına çıkıyorsanız sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanamamışsınız demektir. Bunun altında mükemmeliyetçilik yatıyor olabilir, bugünkü yeme davranışlarınızı etkileyen başka sebepler olabilir ve tüm bunların sonucunda kendinizi uzun süre kısıtlamanın verdiği rehavetle ‘ bir kez verdim yine veririm kiloları’ diyor olabilirsiniz. Doğada hiçbir şey mükemmel değil, siz de değilsiniz. Sağlıksız olarak adlandırılan gıdaları tüketmeniz değil, tüketme sıklığınız sizi sağlıksız beslenen biri yapar. Şekerin zararları tartışılmaz, fakat her gün şeker tüketmiyorsanız arada bir tükettiğiniz şeker de sizi obez yapmaz. Eğer diyet sürecinizde sevdiğiniz, tüketmekten zevk aldığınız bir takım besinleri hayatınızdan tamamen çıkarıyorsanız hem bu süreç zorlu ve sizin için çekilmez bir hal alacak hem de diyet bittiğinde diyet öncesi tükettiğinizden çok daha fazla bu besinlere yöneleceksiniz. Sizi tatlıya, karbonhidrata veya yüksek proteine iten sebepleri doğru irdeleyebilirseniz çözümün bulmak çok daha kolay olacaktır. Tatlı isteğinizin sebebi fizyolojik mi, duygusal mı veya daha derin psikolojik sebepleri mi var? Bunları hasır altı ederek başladığınız her süreç nihayetinde sizi üzecek, mutsuz edecek ve devamlılığı olmayacaktır.
‘Diyete başlamam gerekiyor çünkü 10 kilogram fazlam var demek yerine, artık sağlıklı beslenmeye başlıyorum. Bir takım alışkanlıklarımı değiştirirsem hem sağlığım hem de psikolojim açısından daha iyi olacak. ‘ bakış açısıyla başladığınız her süreç iyi geçecek ve rakamsal hedefleri de zaten gerçekleştirmiş olacaksınız.
Sonuç olarak diyete davranış değişikliği sağlamak açısıyla bakıyorsanız, 2 ayda 10 kilo vermekten daha fazla emek isteyen ve kendinizi daha iyi tanımanızı sağlayacak bir yola giriyorsunuz demektir. Ama sonucundan bir daha tıbbi bir durum veya gebelik gibi özel beslenme tedavisi gerektiren bir dönem olmadıkça diyetisyen desteğine ihtiyaç duymayacaksınız. Unutmayın ki diyetisyenler bu yolda size beslenme eğitimi veren yol arkadaşlarınızdır ancak vücudunuzu en iyi siz tanırsınız ve motivasyon tam olarak sizin içinizde.