Ebeveyn / Öğretmen Tutumu
Ebeveynlik sabır ister. Tepkilerimizin onları neye dönüştüreceğini bilemeyiz. Gelecekte belki bir müzisyen, bir bilim insanı veya girişimci bir iş insanı olabilirler. Meraklarının ilgiye dönüşmesi o an olan etkileşimle tetiklenebilir.
Aile içinde, okulda çocuklarımızın meraklarını önemsiz bir şeyle uğraşıyormuş hissi vermeden olabildiğince açıklamaya, anlatmaya çalışmak gerekirse o alanda etkileşimde bulunabileceği alanında uzman kişilerle bir araya getirebilmek çok önemlidir.
Ebeveynlik sadece çocuklarını beslemek, giydirmek, barınma ve ihtiyaçlarını karşılamak değildir. İlgi ve yönelimlerini takip etmek, merakını ilgiye dönüştürebilmek, karşılıksız/koşulsuz sevmek ve bunu çocuğun hissetmesini sağlamak ve daha bir çok şey sıralayabiliriz. “Ebeveyn nasıl olmalıdır?” kitabı olmadığına göre, hepimiz bu işi, en düzgün, en iyi haliyle yapmak isteriz elimizden geldiğince.
Öğretmen olmak ise, evet bunun okulu var. Orada nasıl öğretmen olması gerektiği, çocuğa yaklaşımın nasıl olacağı ve alanıyla ilgili bilgi öğretilir. Bu alanda tecrübe çok önemlidir. Öğretmen sınıfta 40 kişiye hitap ederken, aman beni dinlemiyorlar diye söylenme ve işini yapmama lüksüne sahip değildir. Öğretmenlik sadece ben dersime girerim alanım matematikse eğer matematik anlatır ve çıkarım demek de değildir. Etkileşimdir. Duruşunuzla, olaylara bakış açınızla, farklı olana saygınızla kısacası her halinizle bir örnek teşkil etmektedir. Çünkü o 40 kişi içinde kime ne şekilde dokunduğunuzu tahmin bile edemezsiniz.
Ve insan olduğunuzu da gösterebilmeniz önemlidir. Çünkü mükemmel insan yoktur, insan hata yapmaya müsaittir önemli olan hatalarından ders çıkarabilmesidir ve bunu hayatının tecrübesi olarak kabul edebilmesidir. Bu deneyimlerini, elde ettiği çıkarımlarını paylaşması önemlidir.
Ebeveynlik ve öğretmenlik sevgiyle-sabırla yapılması gereken en kutsal iki meslektir. Çünkü geleceği inşa eden bireyleri önce anne-baba sonrasında ise yine anne-babayla birlikte öğretmenler yetiştirmektedir.
Ayrıca merakın ilgiye nasıl dönüştüğü ile ilgili güzel bir etkileşim hikayesini de burada paylaşmak istiyoruz.
“Neil deGrasse Tyson, 1975’te henüz lise öğrencisiyken Cornell Universitesine gelerek Sagan ile tanışır. Sagan, henüz Cosmos ile ulaştığı büyük popülerlikten çok uzaktır; kısıtlı bir bilim çevresi ve meraklı bilim takipçileri tarafından tanınmaktadır. Sagan; bugün akademik çevrelerde görmeye alışık olmadığımız bir alçak gönüllülükle meraklı lise öğrencisini kapısından geri çevirmez. Sagan daha henüz lise eğitimini dahi tamamlamamış genç ve heyecanlı Tyson’ı ağırlar ve onunla bilim ve merakı üzerine konuşur.”
Tyson; daha sonra Sagan’ın üzerindeki etkisini çok etkili bir şekilde ifade eder.
“Bilimle uğraşmaya çoktan karar vermiştim” der Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson; “ama o öğleden sonra nasıl bir insan olacağıma karar verdim”