Çocuk Evliliğin Kaçıncı Yılında Yapılmalı?
Hayatta birçok şeyin doğru zamanı olduğu gibi evliliğin ve çocuk yapmanın da doğru zamanının olduğunu kaydeden Psikolog Naciye Tokaç, “Bazen bu zamanlar için insanın plan yapması ve fırsatları, içinde bulunduğu şartları düşünmesi gerekirken; bazen de doğal olarak kendiliğinden oluşuverir. Evlenen birçok çift için beklenen çocuk yapılması yönündedir. Ancak bir çiftin çocuk için hazır oluşlarının önemi büyüktür” dedi.
Evliliğin 3. yılına çocuklu olarak girilmesinin çocuk yapmaktaki en uygun zaman olduğunu ifade eden Tokaç, “Çünkü ilk yıl çiftlerin birbirine ve birlikte yaşama, aileler ile kaynaşmaya ayıracağı dönemdir. Oldukça zor olan bu dönem bireylerin hem kişisel olarak hem de çift olarak oldukça zorlandıkları, hatta ayrılıklara neden olabilen bir dönemdir. Bu nedenle ilk yıl birde hamilelik süreciyle uğraşıldığında daha birbirlerine ve birlikte yaşama tam olarak alışamamış çift için sorunlu bir dönem olacaktır. İlk yılı atlatan ve artık evlilik yaşamını benimseyen birçok çift için doğru zaman 3. yıla çocuklu bir aile olarak girmek olabilir. Çocuk sahibi olmayı etkileyebilen en önemli durum evliliğin yılından ziyade bireylerin yaş ve dolayısıyla kendi kişisel gelişim düzeyleridir. Erkeklerde 21, kadınlarda 18 yaş öncesi yapılan evliliğin; evliliğin getirebileceği zorluklarla baş etme konusunda zorlanacakları düşüncesinden dolayı uygun olmadığını düşünmekteyim. Dolayısıyla anne-baba olmak için de bu yaşlar kesinlikle tamamlanmış olmalıdır. Daha kendisi bireysel gelişimini; ergenlik dönemini tamamlamamış bireylerin bir çocuk dünyaya getirerek onun için gerekli gelişimi veremeyeceğini tahmin edebilirsiniz” diye konuştu.
Tokaç, eğer çiftlerden birisinde sigara, alkol ve madde bağımlılığı gibi bir sorun var ve bu evliliği olumsuz yönde etkiliyorsa bu durumun o evdeki bir çocuğun yaşamını da olumsuz etkileyebileceğini kaydederek şunları söyledi:
“Aynı zamanda çiftlerden herhangi birisinde olabilen ruhsal bir rahatsızlığında hamilelik ve doğum sonrası çocuğa bakım verme ve çocuk ile geçirilecek zamanı olumsuz etkileyebileceği kaçınılmazdır. Hamilelik ve çocuk sahibi olmak için yine bir diğer önemli koşul ise; çiftlerin arasındaki sevgi, saygı ve iletişim ile ilgili durumdur. Evliliklerde anlaşmazlık, sorunlar görüldüğünde genellikle bir çocuk yapmanın çiftler arasındaki sorunları çözümleyebileceği ve çiftleri yakınlaştırabileceği umulur. Oysaki birbirine karşı sevgi ve saygıyı yitirmiş çiftler için çocuk yapmak; mecburiyet ve kendisini kısıtlamaktan başka bir işe yaramayacak ve çiftlerin kendi ruh sağlığında bozulmalara yol açacaktır.
Bu nedenle eğer çiftler arasında sevgi, saygı ilkeleri var ve birbirlerine bağlılık hissediyorlarsa çocuk yapmak için uygun zamandır denilebilir. Hamilelik ve çocuk yapmak için bir diğer önemli konu ise ailenin bir çocuk için yeterli gelir durumuna sahip olup olmamasıdır. Yadsınamaz gerçeklerden biri; bir çocuk bakımının ve büyütmenin oldukça masraflı olmasıdır. Eğer aile hamilelik sürecindeki doktor masrafları ve doğum gibi masrafları karşılama; doğum sonrası hayatı normal süreçlerinde yürütebilecek bir plana sahip değilse, yine ebeveynler zorlanacağından ve geçim telaşına düşeceğinden, çocukları ile verimli ve kaliteli zaman geçirmekte zorlanmaktalar. Böylece çocuklarına bakım vermeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken; çocuk için en önemlisi olan psikolojik ihtiyaçlarını ihmal etmeleri kaçınılmaz olacaktır.”
Tokaç, “Ancak unutulmamalı ki; dünyaya sadece bir çocuk getirilmiyor. İleride bir yetişkin olacak ve topluma bir birey getiriliyor. Yetişkin yaşamında ruhsal bozukluğu olan birçok bireyin çocukluk dönemi ile ilgili travmalara sıklıkla rastlamaktayız. Bu nedenle kendiniz, aileniz ve sosyal şartlarınızın en uygun olduğu zamanda çocuk yapılmalı ki; dünyaya gelen çocuğun ruhsal ihtiyaçları karşılanabilsin” dedi.