Anne Baba Tutumları
Son zamanlarda oluşan salgın ailelerin çocuklarıyla birlikte eve kapanmasına zorunlu bir tecrit sürecinin başlamasına neden oldu. Bu durum ailelerin ekonomik, sağlık, gelecek kaygılarını katlayarak arttırıyor ve kişilerde yetersizlik hissini de beraberinde getiriyor. Ev halkının eve kapanmasıyla başlayan depresif, agresif duygu, düşünce ve davranışlar aile bireyleri arasında karşılıklı ve bulaşıcı olmakta, eşlerden eşlere geçebildiği gibi ebeveynlerden de çocuklara geçmektedir. Yine bu süreçte kardeşler arası sözel ve fiziksel şiddettin arttığını da yakın çevremden duymaktayım.
Hal böyleyken ebeveynler çocuğuma veya çocuklarıma nasıl faydalı olabilirim düşüncesi yerine öncelikle onlara nasıl zarar vermem düşüncesine sahip olmalıdırlar.
Çünkü maalesef sağlıklı çocuk yetiştirmede en temel kilometre taşı olan aile içi fiziksel ve sözel şiddetin kesinlikle uygulanmaması durumu ebeveynlerin çaresizlik hisleriyle birlikte uygulanmaktadır. Hatta defalarca uygulanıp bir sonuç alınamadığı görüldüğü halde ebeveynler kendi hırs, öfke ve yetersizliklerini yangına körükle gidercesine çocukları üzerine ısrarla yansıtmaya devam etmektedirler. Tabi sonrasında da gerçeklikten çok uzak olarak topluma faydalı, psikolojisi sağlıklı, öz güveni yüksek, yapabilirliği olan, başarılı, sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmeyi beklemektedirler. Şunu hiçbir zaman unutmayın; çocuğunuzda psikolojik, sosyal, davranışsal vs. bir sorun varsa bu tamamıyla çocuğunuzu yetiştirirken geliştirdiğiniz ya da size geçirilen tutum ve davranışlarınızın sonucudur.
Bu sebeple çocuğunuzu eleştirmeden önce kendinizi eleştirebilecek iç görüye ve cesarete sahip olmak önemli. Meslek yaşamım boyunca en çok zorlandığım konu ailelerin asıl sorunun kendilerinde olduğu düşüncesini kabul ve idrak etmeye yanaşmayan tutum ve yaklaşımları olmuştur.
Bu da problemlerdeki kısır döngü zincirlerinin hiçbir zaman kırılmamasına sebep olmaktadır. Ailelerin sorunlar karşısında uygulamaya çalıştığı geçici ve sadece anı idare etmeye yönelik beyhude çözümleri var olan durumu daha da kötü hale getirmekte, çaresiz ebeveynlerin kendi aile kültürlerinden ve popüler psikolojiden edindikleri ama sentezleyemedikleri kırık dökük bilgileri yap-boz tarzı, istikrarsız yaklaşımlarıyla uygulamaya çalışmaları durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale sokmakta , hatta çocukların davranışsal problemlerini daha da artırmaktadır.
Bu süreçte ve her zaman çocukların kaygılarını ve davranışsal sorunlarını arttırmamak adına şiddetin her türlüsünden, inatlaşmaktan, negatif, eleştirel söylem ve tutumlardan kaçınmanız önemli.
Aslında ebeveynler sadece kendi tutum ve davranışlarıyla öncelikle kendileri çocuklarına iyi modeller olarak onların kaygısal ve davranışsal problemlerini minimuma indirgeyebilir onları geleceğe daha sağlıklı bireyler olarak hazırlayabilirler.
Sonrasında çocuğunuzun bilişsel, sosyal, psikolojik, davranışsal, iletişim gibi mekanizmalarına daha iyi odaklanıp bunları değerlendirebilir ve geliştirebiliriz. Ancak tüm bunları hallettikten sonra sağlıklı, sorumluluk sahibi, başarılı bireyler yetiştirip onları hayata hazırlayabiliriz.