Meme de oluşan her kitle kanser değildir
Kanser çok korkulan bir hastalık olduğu için, memede kitle denildiğinde akla hemen meme kanseri gelir. Ayrıca memede bir kitle hisseden hastanın, kanser korkusuyla ciddi bir endişeye kapıldığını görürüz. Ancak bu korku yersizdir, çünkü kadınlarda iyi huylu meme hastalıklarının ve buna bağlı gelişen şiddetli ağrıların görülme oranı kanserden daha yüksektir.
İyi Huylu Meme Hastalıkları Denildiğinde Ne Anlıyoruz?
Günümüzde sekiz kadından birinde hayatı boyunca meme kanseri geliştiği için, meme hastalıkları denildiğinde kanser tanı ve tedavisi daha popüler bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak meme hastalıkları günlük pratiğimizde daha sıklıkla karşılaşmış olduğumuz durumlar, iyi huylu meme hastalıkları ve bunların bir kısmına bağlı olarak gelişen meme ağrısıdır.
İyi huylu meme hastalıkları denildiğinde aklımıza ilk gelenler meme kistleri, fibroadenomlar, filloid tümör, intraduktal papillom, duktektazi, yağ nekrozu ve meme enfeksiyonlarıdır. Meme kistleri memenin en sık rastlanan lezyonlarıdır. Çok yaygın görüldükleri için günümüzde bir hastalık olmaktan çok normalin varyasyonu olarak kabul edilir.
İyi Huylu Meme Değişimleri Nasıl Saptanır?
Klinik muayene, görüntüleme yöntemleri veya kontrol hastalarına öğretilen kendi kendine meme muayenesi ile ilk belirtiler saptanmaktadır.
Meme hastalıklarında en sık rastlanan bulgular, memede kitle ele gelmesi, ağrı, meme başı akıntısı ve meme derisindeki değişikliklerdir. Meme görüntülemesinde en sık Mamografi ve Ultrasonografi kullanılır, kesin tanı için biyopsi yapılır böylece meme hastalığının iyi huylu olup olmadığı kesinlik kazanır.
“Fibroadenomlar memenin en sık görülen iyi huylu tümörüdür.Fibredenom ultrason ve mamografide oval şekilli, düzgün konturlu şekilde görülebilir. Kesin tanı iğne biyopsisi ile konulur.”
Fibroadenomlar Hakkında Bilgi Verebilir Misiniz?
Memenin en sık görülen iyi huylu tümörüdür. Kansere dönüşüm beklenmez. Çoğu zaman radyolojik görüntüsü tanı koymak için yeterlidir. Radyolojik ya da klinik şüphe halinde iğne biyopsisi ya da cerrahi biyopsi ile tanı konur. Hastanın yakın akrabalarında kanser varsa, fibroadenom boyutları büyükse, takipte büyüme ya da şekil değişikliği saptanmışsa, memede estetik kusur oluşturan deformiteye neden oluyorsa ve hasta, takip etmek istemiyorsa cerrahi olarak çıkartılır.
Bunun dışında, biyopsiye gerek görülmeyen vakalarda 6 ay ara ile en az 2 yıl ultrasonografi ile kitlenin takip edilmesi, takipte büyüme ya da şekil değişikliği saptanması halinde cerrahi olarak çıkartılması önerilir.
Meme dokusu hiçbir zaman ayni yapıyı hayat boyu sürdürmez, bu nedenle hastalarımıza belirli aralıklarla kontrole gelmelerini öneriyoruz, böylece yeni oluşabilecek kanserli bir doku erken evrede tanı ve tedavi göreceğinden başarı oranları yükselmektedir.