Prostat kanseri tanı ve tedavi süreçleri hakkında
Erkekte en sık rastlanılan kanser tipi olan prostat kanseri hem genetik hem de çevre faktörlerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.Dünyada kuzey ülkelerinde sık, sarı ırkta ise daha az görülmektedir.
Risk faktörleri:Yoğun enerjili hayvansal ürünlerin çok tüketildiği toplumlarda daha sık görülmektedir.Diğer risk faktörleri ise başta genetik olmak üzere(Ailede prostat kanseri varsa diğer bireylerde görülme şansı artmaktadır.),sigara ve alkol tüketimi,radyasyon,cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve obezitedir.
Korunma: Soya,yeşil çay,üzüm çekirdeği özütü,Karoten,Lutein,Likopen içeren gıdalar(Havuç,balkabağı,domates,brokoli,yeşil fasulye) yemenin riskleri azalttığı ileri sürülmektedir.
TANI : PSA (prostat spesifik Antijen) prostat kanseri tanısında başarı ile kullanılan bir belirteçtir.PSA değeri yaşla değişkenlik göstermektedir.Örneğin 40-50 yaşlarında 2.5ng/ml değeri yüksek kabul edilirken, 50-60 yaş arasında 3-4ng/ml, 60-70 yaş arasında ise 4ng/ml nin üzerindeki değerler yüksek kabul edilebilir.Kesin tanı ise transrektal USG(Ultrasonografi) eşliğinde alınacak 12 kadranlı prostat biopsisi ile konur. Biopside kanser görülmemesi hiçbir zaman prostat kanserini ekarte ettirmez. 2. hatta 3. biopside kanser tanısı alan hastalar vardır.
Prostat kanseri tanısında son yıllarda multiparametrik MR sıklıkla kullanılmaktadır.Bu tetkikte prostat dokusundaki lezyonlar skorlanmaktadır. Buna göre :
- PI-RADS 1 lezyon benign
- PI-RADS 2 lezyon benign
- PI-RADS 3 lezyon şüpheli takibi gerekir
- PI-RADS 4 lezyon kanser olma olasılığı yüksek
PI-RADS 5 lezyon kanser olma olasılığı çok yüksek olarak değerlendirilmektedir. Bu görüntüleme sonucunda biopsi alınmasına karar verilirse daha sağlıklı sonuçlar elde edilmektedir hele hele 2. Biopsi yapılacak hastaya biopsi öncesi bu tetkik mutlak yapılmalıdır.
TEDAVİ : Prostat kanserinin en seçkin tedavisi radikal retropubik prostatektomidir.Bu ameliyat göbek altı insizyonu ile yapılır, hasta yaklaşık 3 gün hastanede kalır,uretral kateteri ile taburcu edilir.İdrar kateteri cerrahın tercihine göre 2.veya 3. haftada çekilir.Son yıllarda laparoskopik veya robotik cerrahi de ülkemizde başarı ile uygulanmaktadır.
Komplikasyonlar: a) Erken dönem: Kanama,Rektum yaralanması,ureter yaralanması,Derin ven trombozu
b)Geç Dönem : Erektil disfonksiyon (Sertleşme kaybı) Sinir koruyucu cerrahi yapılsa bile hastaların %30-40 ında sertleşme sorunu görülmektedir.Bunların %10-40 ı zamanla düzelebilmektedir.
İdrar Kaçırma: Hastaların %5-30 arasında görülmektedir.Bunların çoğu 6 ay içersinde normale dönmektedir.
Mesane boynu darlığı: % 0.8-20 oranında görülmektedir.İnternal uretrotomi veya laserle tedavi edilmektedir.
DİĞER TEDAVİ YÖNTEMLERİ :
Brakiterapi: Prostat dokusu içine yerleştirilen tohum(seed)denilen materyallerle yapılan bir tür internal radyoterapidir.Daha çok Ir_192 bu amaçla kullanılmaktadır.
Eksternal Radyoterapi
Hormonal Tedavi: Cerrahi tedaviyi istemeyen ileri yaş hastaları veya nüks olgulaında kullanılır.
Kriyoterapi(Dondurma Tedavisi)
SONUÇ : Prostat kanseri erken tanı konulduğunda çok büyük ölçüde tedavi edilebilen bir hastalıktır.Korunma yöntemleri olarak 40 yaş sonrası yıllık PSA kontrolleri,diyet ve egzersiz yaplmasını şiddetle önermekteyiz.