Ağız kanseri ve tedavisi
Dudak, dil, diş eti, ağız tabanı, yanak içi ve damak bölgelerini içine alan kanserlere ağız kanserleri denir.
Kanserin vücuda yayılmasını önlemek, yüzde oluşabilecek şekil bozuklukları ve konuşma zorluklarını engellemek için erken teşhis önemlidir. 40 yaşını açmış insanlarda görülme sıklığı daha fazladır.
Üç haftadan daha uzun süredir ağızda bulunan ve geçme belirtisi göstermeyen şişlik, leke, çatlaklar ve ülserler mutlaka bir diş hekimi tarafından muayene edilmelidir.
Dil kanseri çoğunlukla acı verir ve dilin anormal bir şekilde sert ve bükülmez olmasına neden olur. Konuşma ve yutkunma zorluğuyla birlikte dilde uyuşukluk hisside görülebilir.
Ağız içinde sürekli çıkan beyaz ve kırmızı lekeler ilerde kansere dönüşebilir. O yüzden ihmal edilmemeli.
Ağız kanseri genellikle tütün, sigara, pipo, puro kullanımına bağlı oluşmakta. Bunun haricinde alkollü içkiler kullanma, alkol ve sigarayı birlikte kullanma, takma dişlerden yada doğal dişlerdeki herhangi bir keskin kenardan dil ve çevre dokuların sürekli tahriş olması da kansere neden olabilmekte.
Tedavisi; tüm kanserli dokuların cerrahi olarak çıkartılması, radyoterapi (kanser hücrelerini yok etmek için radyasyon kullanmak), kemoterapi (ilaçla tedavi) yada bu yöntemlerin hepsinin birlikte kullanılmasından oluşur.
Erken teşhis edilip tedavi edildiğinde iyileşme ihtimali yüksektir. Ameliyat sonrası konuşmaları ve görünümleri değişen kişilerde çeşitli protezlerle kayıp doku ve fonksiyonlar yeniden kazandırılmaya çalışılır. Bazı kişiler için psikolojik destek gerekebilir.