Kanser & OnkolojiÜroloji

Prostat kanseri risk faktörleri ve belirtileri

PROSTAT KANSERİ: (PC)

Erkekler arasındaki en yaygın kanser olup çoğu 65 yaş üstünde olmak üzere, her 10 erkekten birinde hayatının herhangi bir devresinde ortaya çıkar.Erkekler arasında kanserden ölenler arasında 2. sırayı almaktaysa da, başarıyla tedavi şansı özellikle erken tanıda mümkündür.

Prostat erkek üreme sisteminde bir salgı bezidir, bir kestane büyüklüğünde olup mesane ile üretra (idrarı mesaneden vücut dışına taşıyan tubuler yapı) arasında yer alır. Prostat büyük ölçüde adale lifleri ve salgı bezlerinden oluşmuştur ve ana fonksiyonu spermleri iletmek üzere sperme sıvı üretmektir.

Prostat Anatomisi

Prostat kanseri genellike prostatın dış kısmında başlayan bir kötü huylu tümördür. Çoğu erkekte kanser çok yavaş gelişir. Hatta bu hastalığı olan birçok erkek bunun asla farkına bile varmayabilir. (Önemsiz kanser)

Erken prostat kanseri sadece prostat beziyle sınırlıdır ve bu türde kanseri olan hastaların çoğu hiçbir belirti vermeden hayatına devam edebilir.Bu evrede PSA kan testiyle yakalınırsa tamamen tedavi edilir.(Klinik önemli veya Lokalize PC)

Diğer kanserler gibi prostat kanseri de yayılabilir (metastaz) ve öncelikle prostat etrafındaki dokulara veya seminal veziküle (prostat arkasındaki meni depolayıcı kese) lokal yayılım yapar. Lokal yayılım gösteren tümörler zamanla vücudun diğer kısımlarına örneğin lenf nodlarına ve kemiklere yayılım yaparlar.(İlerlemiş ,metastatik PC) Malessef tam tedavisi yoktur ,1-5 sene içersinde hastalar vefat eder.

BULGULAR:

Erken dönemde hiçbir bulgu vermez.Genellikle BPH ile birlikte olduğu için işemede zorluk,idrarda damlama, kesik kesik işeme gibi problemler görülür.Geç dönemde halsizlik, kemik ağrısı,kilo kaybı gibi bulgular yapar.
PROSTAT KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ:

PC neden olduğu bilinmemektedir, ancak otopsşlerde yaşlı erkeklerin çoğunda düşük evreli ,önemsiz PC bulunur.

Risk faktörleri:

Yaş: İleri yaşlarda PC artar

Irk: Afrika Amerikalarda daha fazla

Aile: Birinci derece kan bağıolan akrabalarda PC varsa ,risk 2_11 kez artar

Coğrafi bölgeler: Kuzey Amerika ve Avrupada fazla Asya ve Afrikada azdır.

Diyet: Akdeniz diyeti , kırmızı şarap ve sebze ağırlıklı beslenenlerde PC daha az olur.

Vitaminler,sigara, obesite.

Dengeli beslenen ,bol sebze yiyen ,düzenli spor yapan ,aşırı kilosu olmayan ve sigara içmeyenlerde PC daha az olur.
Prostat Kanseri Tanısı için ve Tanı Sonrası Hangi Testler Gereklidir?

Parmakla Makattan Muayene
Basit bir muayene şekli olup hem kanserin tanınmasında, hem de kanserin prostat içinde lokalize mi yoksa prostat etrafı dokulara lokal yayılım yapmış mı tespit etmekte faydalıdır.

Prostat bir iç organ olduğundan direkt gözle muayene mümkün değildir. Hemen rektum (son bağırsak) ön kısmında yer aldığı için makattan rektuma sokulan bir parmakla muayene edilebilir.

Prostat Spesifik Antijen (PSA) Testi
Bir kan testi olup prostat kanserinin varlığı hakkında indirekt bilgi verebilir ve eğer kanser mevcutsa büyüklüğü ve yaygınlığı hakkında da bilgi verebilir.PSA testini bazen yorumlamak güç olabilir çünkü PSA hem tümör hücresi ,hemde normal hücre tarafından oluşturulur. Ancak normal prostat tarafından da yapılan PSA kana daha az geçerken, tümörlü dokudan oluşan PSA kana daha fazla miktarda geçmektedir.

Prof. Dr.Erdinç Ünlüer
Prof. Dr.Erdinç Ünlüer

Yüksek seviyelerde PSA prostat büyümesi, enfeksiyon veya kanser gibi bir prostat problemi olduğunu ifade eder. Eğer PSA seviyeniz yüksekse daha ileri tetkikler için mutlaka bir üroloji uzmanına görünmelisiniz.PSA yı daha iyileştirmek için proPSA ,phi –index gibi yeni testlerde kullanımaktadır.

Yıllık düzenli PSA testini şu kişilere önermektedir:
•Erkeklerde, babada veya erkek kardeşte prostat kanseri varsa 40 yaşından itibaren
• Ailesinde prostat kanseri olmayan erkeklerde 50 yaşından itibaren.

Transrektal Ultrasonografi (TRUS)
Özel bir ultrasonografi probu kullanılarak makattan direkt prostatın ultrasonografisinin yapılmasıdır.
Prostatı görüntülemenin kolay ve emniyetli bir yoludur. Bu inceleme ile hem prostatın büyüklüğü daha net değerlendirilir, hemde kanser olma ihtimali daha yüksek olan nodüllerin daha iyi görüntülenmesi sağlanır. En önemliside prostattan biyopsi alınması gerektiğinde transrektal U.S. kılavuzluğunda bu işlem çok daha kolay olmakta ve şüpheli nodüllerden daha kolay ve etkili şekilde biyopsi alınmaktadır.

Biyopsi alınması gerekli olan hastalar

1. PSA yüksekliği olanlar.
2. Parmakla rektal muayenede sertlik, nodül tesbit edilenler.
Alınan biyopsideki tümörün yaygınlığı ve derecesi ile hastanın PSA seviyesi yapılacak tedavinin kararlaştırılmasında rol oynar.

Kemik Sintigrafisi:Kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını göstermede kullanılır zira prostat kanserinin en sık metastaz yeri kemiklerdir. Tüm hastalara yapılması gerekmez özellikle küçük kanserler ve düşük PSA seviyeli hastalarda gereksizdir.Ancak radikal bir cerrahi tedavi düşünülüyorsa böyle bir cerrahi öncesi kemiklerde metastaz olmadığından emin olunmalıdır.

Bilgisayarlı Tomografi (BT):Postattaki kanserden ziyade kanser nedeniyle büyümüş lenf nodlarının tespitine yardımcı olur..

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) : Özellikle tanı konmuş hastalarda kanserli dokunun prostat kapsülünü aşıp aşmadığı ile olası lenf nodu sıçramaları da belirlenip evreleme de yapılır.

Multiparametrik Prostat Manyetik Rezonans Görüntüleme (MPMR): TRUS biyopsisi negatif olup da PSA değeri yüksek olan veya kanser riski taşıyanlarda prostat kanseri tanısında yeni bir tanı yöntemi olarak kullanılır. Aktif izlemde de kullanılır ve ayrıca hedefe yönelik biyopsi alınmasını da sağlar.

PMSA Galliyum 68 PET: Metastazları göstermekte en etkin ve hassas yöntemdir.

Patolojik İnceleme

Prostat kanserinin kesin tanısı sadece ve sadece makattan , iğne ile alınan biyopsi örneklerinin patoloji uzmanları tarafından mikroskopta incelenmesi ile konulabilir.

GRADE VE EVRELEME:

Hücresel farklılaşma ve glandüler yapıdaki bozulma esas alınarak kanserin derecesi Gleason skoru ile gösterilir. Gleason skoru en düşük 2 en yüksek 10 olabilir. Skor ne kadar düşük ise tümör o kadar iyi biyolojik özelliklere sahip demektir. Gleason skoru 8, 9 ve 10 olan kanserler ise en saldırgan kanserlerdir.

TNM sistemi kullanılır.Evreleme muayene,PSA ve bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi ve manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleri ile yapılır. Tümörün boyutu ve yayılımı, evreyi belirler. Erken evre prostat kanseri, yani T1 ve T2 evreleri, prostat bezi ile sınırlıdır. Evre T3 prostat kanseri, prostat bezinin hemen dışında bulunan dokulara ilerlemiştir. Evre T4 prostat kanseri, vücudun diğer kısımlarına yayılmıştır.

Prostat Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Çeşitli faktörler tedavi seçimini etkiler.Hastanın yaşı ,genel sağlık durumu ,kanserin özellikleri (PSA,Evresi, gleason skoru, biyopsi bulguları gibi).Bazı kanserler çok yavaş ilerler ve tedavi gerekmez ,bazıların ise süratle ilerler ve yayılıp hastayı öldürür ancak erken teşhis hayat kurtarır onun için PSA taraması çok önemlidir.
1) Bekle Gör: Hastanın bir tedavi yapılmadan takip edilmesidir. Hernekadar tedavi edilmeyen prostat kanseri büyümeye devam edersede , sıklıkla bu büyüme oldukça yavaş olmaktadır..Yaşlı erkeklerde takip mantıklı bir seçenektir özellikle kanser küçük ve mikroskopik incelemede düşük dereceli ise

2)Aktif izlem:İzleyerek bekleme veya şimdiki yaygın adıyla «gecikmeli müdahale seçimli aktif izlem», bir PC keşfedilmesi durumunda, doktorunuz kanserin daha saldırganca büyümeye başladığına dair işaretler tespit etmediği sürece hiçbir tedavi gerektirmez.

Bu opsiyondan sadece, kanser alanı prostat beziyle sınırlı olan ve hastalığın saldırganlık derecesi düşük ila orta olarak tanımlanmış olan hastalar yararlanabilir. Tedavinin risklerinden ve yan etkilerinden kaçınıldığından, en sık önerildiği kişiler sağlık durumu zayıf olan yaşlı erkeklerdir. Bu erkeklerin çoğu, kanser ciddi bir sorun halini almadan önce başka sorunlar nedeniyle ölme ihtimali olan kişilerdir. Aktif izlem, tedavinin yan etkilerinden kaçınmak veya tedaviyi mümkün olduğunca geciktirmek isteyen genç erkekler için de bir seçenek olabilir. Genç erkeklerde bu yaklaşımın getirdiği risklerle ilgili tartışmalar devam etmektedir.

Aktif izlemin riskleri nelerdir? Yavaş büyüyen bir kanserin aniden hızla büyümeye başlayarak ilk çıkış alanının dışına yayılması veya artık iyileştirilemeyecek bir düzeye gelmesi riski vardır. Yaşlı hastalarda tedavi de risklidir, zira yan etki olasılığını artırır ve iyileşme süresini uzatır. Ayrıca hastalığın ilerlemesini kontrol etme sürecinde hastaların kan tahlilleri, rektal tetkikler ve biyopsiler için doktorun muayenehanesine daha sık gitmeye de istekli olması gerekir. Kanseri yüzünden endişelenmek ve tedavi edilmiyor olduğunu bilmek, duygusal açıdan da sıkıntılı olabilir.

Aktif izlemin faydaları nelerdir? Bir prostat kanseri hastasının hiçbir zaman semptom geliştirmeme veya tedaviye ihtiyaç duymama şansı epey yüksektir. Kanser büyüse bile, çoğu prostat kanseri çok yavaş büyür. Kanser izlem altındayken yeni tedaviler geliştirilebilir. Araştırmalar en azından ilk sekiz yıl boyunca, bu opsiyonu seçen erkeklerin yaşam beklentisinin, kanserleri için saldırgan bir tedavi yöntemi seçen erkeklerinkinden farklı olmayabileceğini göstermiştir. Aktif izlemde, tedavinin getirebileceği impotans ve idrar tutamama riskinden de kaçınılmaktadır.

3) CERRAHİ:Radikal Prostatektomi (RP)

Lokalize prostat kanserinin (prostat kapsülü içinde sınırlı olan) tedavisi için yapılan radikal cerrahi müdahaledir. Prostat tüm kapsülüyle ve arkasında veziküla seminalislerle birlikte çıkarılır ve mesane boynu üretraya (idrar yoluna) yeniden ağızlaştırılır. Çıkarılan parçanın patalojik incelenmesinde kanser tümüyle prostat kapsülü içinde sınırlıysa, RP prostat kanserini tam tedavi etmiş demektir. Tüm prostat çıkarıldığı için operasyon sonrası PSA ölçülemeyecek değerlere (sıfıra yakın )düşmelidir. Patolojik incelemede prostat kapsülü dışında tümür mevcutsa PSA çok ufak hacimli kanserlerin dahi takibinde mükemmel bir testtir. Daha büyük ve kapsül dışına yayılmış tümörlerde ise cerrahinin başarısı lokalize olanlar kadar iyi değildir.

Radikal prostatektomi operasyonu açık, laparoskopik ve robotik yöntemlerle yapılabilir. Laparoskopik ve robotik operasyonlar, hastanın normal yaşama daha kısa sürede dönme avantajı sağlar. Prostatın tümüyle çıkarılması anlamına gelen ‘radikal prostatektomi’, prostat kanserinde en yaygın uygulanan tedavilerden biridir. Prostat kanserindeki cerrahi prosedürlerin çoğu, ereksiyonları kontrol eden sinirler korunarak yapılmaya çalışılır. Sinir koruyucu bu cerrahiler, inkontinans (idrar tutamama) ve impotans riskini tümüyle ortadan kaldırmasa da azaltır.

Bir prostat kanseri hastasının ameliyat hakkında neleri bilmesi gerekir? Bir ameliyatta elde edilecek sonucu en iyi gösteren, kullanılan teknik değil, cerrahın tecrübesidir. Bir hastanın ister açık, laparoskopik veya robotlu prostatektomisi olsun, ağrı ve iyileşme süreleri birbirine benzer. Hastalar tedavi seçeneklerini değerlendirirken cerrahlarının tecrübe düzeyi hakkında bilgi edinmelidir.

Bu radikal cerrahinin önemli komplikasyonları operasyon sırasında kanama, operasyon sonrası erken dönemde kalp krizi ve akciğer embolisi , geç dönemde idrar tutamama ve ereksiyon ( sertleşme ) kaybı olabilir.

4) Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Radikal prostatektomiye alternatif olabilecek bir tedavidir. Prostata lokalize prostat kanserlerinde 10 yıllık sonuçlar cerrahi tedaviye yakındır. Ancak daha geç sonuclar kesin olmamakla beraber birazdaha cerrahi tedavi lehinedir. Radyasyon tedavisi özellikle kapsül dışına taşmış ancak halen kapsülün kanser etrafındaki dokularda sınırlı olduğu düşünülen vakalarada uygundur.
Radyoterapininde yan etkileri arasında idrar yapmada güçlük, sık idrara çıkma, ani idrar sıkışması ve ishal erken devrelerde görülürken geç devrelerde ereksiyon problemleri (sık olarak), mesane kapasitesinde küçülme, idrar yollarında darlıklar ve makatta oluşabilir.

5) Hormonal Tedavi

Prostat kanseri hücrelerinin bir çoğu erkeklik hormonlarına, özellikle testosterona bağımlı olarak çoğaldığından hormonal tedavi faydalı olabilir. Hormon tedavisi küratif bir tedavi olmayıp prostat kanser hücrelerinin çoğalmasını geçici süreyle yavaşlatmayı amaçlar. Hormon tedavisi genellikle kanserin prostat dışına yayıldığına dair bulgular olmadıkça kullanılmaz. Yani daha çok sistemik yayılım yapmış (lenf rodlarına veya kemiklere yayılmış) vakalarda kullanılır.

Bu tedavide amaç vücuttaki testosteron hormonunu ortadan kaldırmak veya baskılamaktır ki buda ya testislerin cerrahi olarak çıkarılmasıyla (orşiektomi) veya medikal yolla (3 ay da bir yapılan LHRH analogları ve hergün ağızdan alınan anti androjenlerle) sağlanabilir. Hormon tedavisi hastaların yarısında sıcak basmalarına yol açarken hepsinde ereksiyon kaybına ve cinsel isteksizliğe sebep olabilir.

6)Kemoterapi: kanser hücrelerini öldürmek için ilaç kullanılmasıdır. Kemoterapi ilaçları ağızdan alınabilir veya bir damara enjekte edilebilir. Kemoterapi genellikle sistemik bir tedavidir. Kemoterapi kürler halinde verilir ve her kürü bir dinlenme dönemi takip eder. Verilen ilaçlara bağlı olarak, kemoterapi tedavisinin tamamı genellikle üç ila altı ay sürer.

Kemoterapi ne zaman verilir?

Kemoterapi hormon tedavisine cevap vermemiş olan nükseden veya ilerlemiş prostat kanseri vakalarında kullanılabilir, ancak genellikle erken evre hastalığın tedavisinde kullanılmaz. Kemoterapi kanserin küçülmesini ve/veya kaybolmasını sağlamak için verilir. Kanser giderilemese bile semptomlar hafifletilebilir..

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir