Erkeklerde en sık olarak akciğer kanseri görülürken, kadınların en sık kanseri, meme kanseridir. O nedenle ailesinde 2 veya daha fazla meme kanseri olan kadınlar 30 yaşından itibaren, ama genel olarak kadınlar 40 yaşından itibaren düzenli aralıklarla meme kontrollerine gitmelidir. Meme kontrolü, sadece bir mamografi çektirmekten ibaret değildir. Meme kontrolleri daima bu konuyla ilgili bir cerrah tarafından yapılmalıdır. Hangi görüntüleme testlerine ihtiyaç olduğuna, hastanın geçmişini dinledikten ve muayene ettikten sonra cerrah karar verecektir.
Nedenleri :
Meme kanserinin sebebi bilinmez. Meme kanserinin ortaya çıkmasında etkili olduğu saptanan bazı nedenler aşağıda sıralanmıştır. Her yaştaki kadında ortaya çıkabilir.
Kalıtım : Yukarda, ailesinde, birinci derece akrabalar arasında en az iki kişide meme kanseri olan kadınlar 30 yaşından itibaren meme takibine alınmalıdırlar dedim. Çünkü, meme kanserinde az da olsa genetik bir geçiş olabilmektedir. Günümüzde BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonunmeme kanserine yol açtığı bilinmektedir. Bunların saptanması da testlerle mümkün; Angelina Joly olayında olduğu gibi. BRCA1 mutasyonu varlığında bir kadın yaşamı boyunca %65 ihtimalle, BRCA2 mutasyonunda ise %45 ihtimalle meme kanseri gelişecektir. Angelina Joly’de bu testler pozitifmiş ve ilerde kanser olmamak için meme dokularını aldırıp, yerlerini silikon ile doldurtmuştu.
Hormonlar : Kadın vücudunun hücrelerinde cinsiyet hormonlarının bağlanıp etki ettiği reseptörler vardır. Östrojen hormonu için östrojen reseptörü (ER) ve gebelik hormonu olarak ifade edebileceğimiz progesteron hormonu için de progesteron reseptörü (PR) vardır. Bu hormon resptörleri aynı şekilde meme kanseri hücrelerinde de vardır. Cinsiyet hormonların gereğinden uzun süre ve yüksek dozda kanda dolaşıyor olması, bu hormonların reseptörlerine sahip tümörlerin de gelişmesine sebep olur. O nedenle adetleri erken başlayan, geç menopoza giren kadınların memesi bu hormonların etkisine daha uzun bir süre açık olacağından, kanser riski de daha yüksektir. Özellikle menopoz sıkıntılarını azaltmak için kullanılan hormon ilaçları meme kanseri riskini %45’lere kadar arttırmaktadır. Oral kontraseptiflerin (antibaby pille) kullanılmasının etkisi tam olarak bilinmemektedir.
Sol elini kullanma : Solaklarda meme kanserinin 5 kat daha fazla olduğu istatistiki olarak tespit edildi. Sebebi bilinmemekle beraber, teorilere göre, doğumdan önceki dönemde fetusun fazlaca östrojen etkisinde kalması hem solaklığa, hem de memeyi kanserin kolayca gelişebileceği bir yapıya sokmaktadır.
Sol meme daha sık kansere yakalanmaktadır. Bunun da sebebi bilinmemekle beraber, sol memenin emzirmede daha az kullanılıyor olmasına bağlayanlar vardır.
Risk faktörü olarak uzun yıllar sigara tiryakisi olmak, sık aralıklarla alkoliçmek gösterilmektedir. Sigaranın etkisi kesin olarak görülüyor. Alkolün az miktarları bile, devamlı içildiği takdirde, östrojen hormonu salınımını arttırarak meme kanserine sebep olmaktadır.
Radyasyon : 40 yaşından sonra yıllık çekilen mamografilerin meme kanseri oluşumunda etkisi yoktur. Ama erken yaşlarda radyasyona maruz kalan kadınlarda, ileri yaşlarda meme kanseri ihtimali artmaktadır.
Ofislerdeki hareketsiz yaşam, eksoz dumanları içinde yaşıyor olmak, çok aşırı kilolu olmak da meme kanseri sebepleri arasında sayılmaktadır.
Histolojik tipleri :
Önce kanser nedir? Bu sorunun cevabı verilmeli.
Tümör, ya da eski Türkçesiyle Ur, vücudun herhangibir yerinde, herhangi bir organında oluşan kitledir. Bunların birçoğu iyi huylu tümörlerdir.Mesela memede görülen ve ele gelen kitlelerin ancak %10’dan azı kanserdir.Kanser olmayan kitlelerin bir kısmı fibroadeom, diğerleri fibrokistik hastalıklarda oluşan büyük kistler ya da bağ dokusu artan yerlerdir.
Bir tümör “kötü huylu” ise kanser adını alır. Kanserlerin ortak özelliği genelde hızlı büyümek, çevre doku ve organları istile etmek, bölge lenf bezlerine ve uzak organlara metastaz yapmaktır.
Tıp dilinde kanserler ikiye ayrılır. Yemek borusu, mide, kalın barsak, meme, akciğer gibi organların kanseri karsinom; kemik, kas ve sinir dokusundan kaynağını alan kanserlere ise sarkom denilmektedir.
Meme kanseri “karsinom”dur. O nedenle histolojik tiplendirmelerde ” ….kanseri ” değil, “…..karsinomu ” denilecektir. Ama sonuçta basit olarak söz konusu olan “meme kanseri”dir.
Meme kanserlerinin %85’i süt kanallarından çıkar ( Duktal karsinom). % 15 kadarı süt yapan bezlerden gelişir ( Lobüler karsinom). Daha az oranda medüller, müsinöz, tübüler ve papiller karsinomlar da vardır.İltihabi karsinom ( enflamatuar karsinom) sözü bir histolojik ayrım değildir; lenf yollarının yaygın bir şekilde tutulduğu, memenin kızarıp şiştiği kanser cinsidir. Bir de Paget karsinomu vardır ki, meme başı etrafında bir ekzema sanılabilir. Genellikle meme ucunun arkasındaki süt kanallarının erken evre kanserine işaret eder.
Evreleri :
I. evre : Tümör çapı 2 cm’den küçük ve koltukaltı lenf bezleri temiz ( tümör yok) ise, hastalık henüz 1. evrededir.
II. evre : Tümör çapı 2-5 cm ise, ve koltuk altındaki lenf bezleri ister temiz olsun, ister 1-3 adet lenf bezi tutulmuş olsun, hastalık 2. evrededir. Ama tümör 5 cm’den bile büyük olsa, eğer koltukaltı lenf düğümlerinde tutulum (lenf nodu metastazı) yoksa, hastalık yine 2. evrede kabul edilir.
III. evre : Koltukaltı lenf bezlerindeki tutulum 3’den fazla ise, memedeki tümörün büyüklüğü ne olursa olsun, hastalık artık 3. evrededir. Tümör 5 cm’den büyük ve koltukaltında 1-2-3 adet lenf bezinde tutulum varsa, ya da tümör cilde veya altındaki kaslara yapışmışsa yine 3. evre sözkonusudur.
IV. evre : Yukardaki evrelerde uzak organlara sıçrama ( metastaz ) yoktur. Uzak organlara metastaz saptandığı anda, meme kanseri 4. evreye girmiş demektir.
Belirtileri : Meme kanserinin belirtileri, tümörün büyüklüğüne, yerine göre değişir.
* Meme kanseri bazı küçük memelerde bakıldığında bir şişlik olarak görülür.
* Bazen de ele gelen bir kitle olarak farkedilir. Ama görülmesi ya da ele geliyor olması, tümörün büyüdüğüne işaret eder. Önemli olan tümörü küçükken yakalamaktır. Küçük tümör henüz lenf bezlerine ya da uzak organlara yayılma fırsatı bulamamıştır. Küçük kanserler tedavi edildiğinde hastanın yaşam süresi çok daha uzun olmaktadır. O nedenle 1970’lerin kanser parolası yanlış değildi:
“Kanserden korkma. Geç kalmaktan kork”.
* Meme kanseri olan kitle ele geliyorsa, genellikle yüzeyi düzgün değildir. Meme kistleri ya da kanser grubuna girmeyen fibroadenomların yüzeyi çok düzgündür, misket gibidirler. Ama kanser serttir, düzensizdir.
* Umursamaz hanımlarda bu kitle memenin büyük kısmını doldurur hale gelebilir. Memenin normal bölümleri yumuşak iken, tümör olan bölüm sert ve düzensiz olarak ele gelir.
* Deriye yapışık olabilir, deriyi kendine doğru çekmiş olabilir ( Fiksasyon, plato fenomeni).
* Meme ucu bir taraftan çekilmiş, şekli yamulmuş olabilir ( Meme ucu retraksiyonu).
* Sıkıldığında veya kendiliğinden bir taraf meme ucundan kan gelebilir(Kanlı akıntı). Berrak, sütlü, sarı veya yeşil renkli meme akıntıları hemen hemen hiç meme kanseri belirtisi değildir.
* Deriye açılmış cılk bir yara şeklinde bile görünebilir (eksülsere kanser).
75 yaşındaki bir hanımda eksülsere olmuş ( deriye açılmış, yara haline gelmiş) meme kanseri.
* Lenf bezlerine sıçramış ise, o tarafın koltukaltında şişmiş, sertleşmiş lenf bezleri de ele gelebilir (Lenf bezi metastazı).
* Yukarda da söz edildiği gibi, bazı kanserler memede iltihap varmış gibi memeyi kızartabilir ( Enflamatuar kanser, iltihabi meme kanseri).
* Meme derisi ödemli, kalın, soluk ve portakal kabuğu gibi bir görünüm kazanabilir.
* Bazısı da meme ucuna yakın ciltte kaşınma ve soyulma ile seyreden ekzema gibi görünebilir ( Paget kanseri).
Paget hastalığı. Dramatik görünümüne rağmen, genellikle erken dönem kanserdir.
40 yaşından itibaren her kadın yıllık mamografi kontrolleri yaptırmalıdır. Mamografide bir kansere ait çok erken bulgular saptanmaktadır. Kuşkulu hallerde meme ultrasonu (US) ve/veya meme MR’ı ile sonuca gidilmektedir.