Son zamanlarda çok duymaya başladığımız bir hastalık İnme; bazen duyarız komşu Ayşe teyze hastaneye kaldırılmış, vücudunun bir tarafı felç kalmış. Bazen de bizim bir akraba beyin ameliyatı oldu vücudunun bir tarafı felç kaldı gibi. Evet son zamanlarda çok duyduğumuz ve her geçen gün artacak gibi görünen hastalık, İnme sendromu. Dünya Sağlık Örgütü Serebrovasküler olay(inme) tanımı “hızla gelişen Serebral işlevlerin fokal veya global bozukluğuna bağlı klinik bulgular olup,24 saat veya daha uzun sürmesi veya ölüm gelişmesi” olarak tanımlamaktadır.
Daha anlaşılır bir tanım yaparsak İnme; beyin kan damarlarına tıkanması veya yırtılmasına bağlı beyin dolaşımındaki değişiklikler sonucu vücudun bir yarısında kas kontrolü kaybı, duyu bozuklukları, kognitif bozukluk, konuşma bozukluğu, dengesizlik veya koma hali karakterize ani gelişen bir damarsal sendromdur. İnme, ölüm sebebi olarak kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada yer almaktadır. İnme yaş ile birlikte artış göstermektedir. İnmeye sebep olan riskler vardır. Bunları değiştirilemeyen ve değiştirilebilir faktörler olarak ayırabiliriz. Yaş, cinsiyet, ırk bunlar İnmenin değiştirilemeyen risk faktörleridir. Yüksek tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları değiştirilebilir risk faktörleridir. Alkol, sigara, Obezite, yetersiz fiziksel aktivite inme riskini ciddi şekilde artırmaktadır. İnme en fazla beyin kan damarlarında tıkanmaya, damarların daralmasına bağlı görülür. Bazen bir kan pıhtısı, yağ, tümör hücresi gibi maddelerin tıkaması sonucu görülür. En az görülme şekli kanamaya bağlı olan inmedir ve en ağır tablo bu durumda yaşanır.
İnme oluşumu sonrası nöroloji ve fizik tedavide gerekli muayene, değerlendirmeler sonrası rehabilitasyon süreci başlar. Rehabilitasyon sürecinde hastanın tedaviden iyi sonuç alması tedaviye olan isteği ve katılımına bağlıdır. Bu hastalarda en önemli tedavi dönemi ilk altı aydır. Erken tedaviye başlayan hastalarda geri dönüş çok daha yüksektir. Birçok çalışmada iyileşmenin minimal olsa da iki yıla kadar devam ettiğini göstermektedir. Rehabilitasyon sürecinde en önemli nokta hastanın günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığının sağlanmasıdır. Bu sürede ilerleme kaydedildikçe fizyoterapist egzersiz programını değiştirerek hastanın maksimum bağımsızlığa ulaşması için çalışmaktadır. Hasta yakınlarına verilen eğitimlerle hastanın evde tedavisine devam edilmesi sağlanır.
